ÇEVRE KİRLİLİĞİNİN
ÇEŞİTLERİ
Başlıca
kirlilik çeşitleri ise şunlardır: Hava kirliliği, su kirliliği, toprak
kirliliği, gürültü kirliliği olarak
sınıflandırılabilir.Hava
Kirliliği
Atmosferde toz, duman, gaz, koku ve saf olmayan su buharı şeklinde
bulunabilecek kirleticilerin, insanlar ve diğer canlılar ile eşyaya zarar
verebilecek miktarlara yükselmesi, “Hava Kirliliği” olarak nitelenmektedir.
Havayı kirleten maddelerin sınır değerleri (havada zararlı olmayacak derecedeki
en yüksek değerleri), her ülkenin ilgili kuruluşları tarafından yönetmeliklerle
belirlenir. Kirletici maddelerin niteliğine göre, canlılara vereceği zarar şekil
ve dereceleri de değişir. Hava kirliliğine karşı alınabilecek önlemler, kirlilik
kaynağına göre (fabrika, termik santral, konutlar, taşıt araçları) çok
çeşitlidir.
Su
Kirliliği Su
kirliliği, istenmeyen zararlı maddelerin, suyun niteliğini ölçülebilecek oranda
bozmalarını sağlayacak miktar ve yoğunlukta suya karışma olayıdır. Konutlar,
endüstri kuruluşları, termik santraller, gübreler, kimyasal mücadele
ilaçları, tarımsal sanayi atık suları, nükleer santrallerden çıkan sıcak
sular ve toprak erozyonu gibi süreçler ve maddeler su kirliliğini meydana
getiren başlıca kaynaklardır. Bunların hepsi doğrudan doğruya veya dolaylı
olarak canlı ve cansız varlıklara zarar vermektedir. Suların kirlenmesine karşı
alınabilecek önlemler iki grupta toplanabilir:
1- Su kullanımında tasarruf sağlayacak önlemler
2- Suları temizleyen
teknik önlemler.
Toprak Kirliliği
“Toprağın verim gücünü düşürecek, optimum
toprak özelliklerini bozacak her türlü teknik ve ekolojik baskılar ve olaylar”,
toprak kirliliği veya toprak kirlenmesi olarak nitelenir.Toprak kirlenmesi, hava
ve suları kirleten maddeler tarafından meydana getirilir. Örneğin, kükürtdioksit
oranı yüksek olan bir atmosfer tabakasından geçen yağmur damlacıkları asit
yağışları
halinde toprağa gelir. Toprak içine giren bu asitli sular ağaç
köklerini, bitkisel ve hayvansal toprak canlılarını zarara uğratır. Toprağın
reaksiyonunu etkileyerek besin maddesi dengesini bozar, taban sularını içilmez
hale getirir. Aynı şekilde çöp yığınlarından toprağa sızan sular, kirli sulama
suları, gübre çözeltileri, radyoaktif maddeler, uçucu küller, toprağı kirleten
madde ve kaynaklardır. Toprak kirliliğini önlemek için çok çeşitli teknik,
ekolojik ve hukuksal önlemler alınır.
Gürültü Kirliliği
İnsanlar üzerinde olumsuz etki yapan ve hoşa
gitmeyen seslere gürültü
denir. Özellikle büyük kentlerimizde gürültü yoğunlukları oldukça yüksek
seviyede olup, Dünya Sağlık Örgütü'nce belirlenen ölçülerin üzerindedir. Kent
gürültüsünü artıran sebeplerin başında trafiğin yoğun olması, sürücülerin yersiz
ve zamansız klakson çalmaları ve belediye hudutları içerisinde bulunan endüstri
ölgelerinden çıkan gürültüler gelmektedir. Meskenlerde ise televizyon ve müzik
aletlerinden çıkan yüksek sesler, zamansız yapılan bakım ve onarımlar ile bazı
işyerlerinden kaynaklanan gürültüler insanların işitme sağlığını ve algılamasını
olumsuz yönde etkilemekte, fizyolojik ve psikolojik dengesini bozmakta, iş
verimini azaltmaktadır.
Çevre
Kirliliğinin Nedenleri
Çeşitli kaynaklardan çıkan katı, sıvı ve
gaz halindeki kirletici maddelerin hava, su ve toprakta yüksek oranda birikmesi
ile çevre kirliliği meydana gelmektedir. Başlıca kirleticiler şunlardır
Hava
kirliliği, su kirliliği, toprak kirliliği, gürültü kirliliği ve radyoaktif
kirlilik.
Hava Kirliliği
Atmosferde toz, duman, gaz, koku ve saf
olmayan su buharı şeklinde bulunabilecek kirleticilerin, insanlar ve diğer
canlılar ile eşyaya zarar verebilecek miktarlara yükselmesi, �Hava Kirliliği�
olarak nitelenmektedir. Havayı kirleten maddelerin sınır değerleri (havada
zararlı olmayacak derecedeki en yüksek değerleri), her ülkenin ilgili
kuruluşları tarafından yönetmeliklerle belirlenir. Kirletici maddelerin
niteliğine göre, canlılara vereceği zarar şekil ve dereceleri de
değişir.
Hava kirliliğine karşı alınabilecek önlemler, kirlilik kaynağına
göre (fabrika, termik santral, konutlar, taşıt araçları) çok çeşitlidir.
Bu
önlemler başta eğitim alınmak üzere teknik, hukuksal önlemler olmak üzere
başlıca 3 grupta toplanabilir.
Su Kirliliği
Su kirliliği, istenmeyen
zararlı maddelerin, suyun niteliğini ölçülebilecek oranda bozmalarını sağlayacak
miktar ve yoğunlukta suya karışma olayıdır. Konutlar, endüstri kuruluşları,
termik santraller, gübreler, kimyasal mücadele ilaçları, tarımsal sanayi atık
suları, nükleer santrallerden çıkan sıcak sular ve toprak erozyonu gibi süreçler
ve maddeler su kirliliğini meydana getiren başlıca kaynaklardır. Bunların hepsi
doğrudan doğruya veya dolaylı olarak canlı ve cansız varlıklara zarar
vermektedir.
Suların kirlenmesine karşı alınabilecek önlemler iki grupta
toplanabilir:
(1) Su kullanımında tasarruf sağlayacak önlemler (ev idaresi,
tarımsal sulama, sanayide su kullanımı vb.).
(2) Suları temizleyen teknik
önlemler. Birinci gruba giren önlemler, atık kirli su miktarını azaltmayı
öngörmektedir. Teknik önlemler ise, suyun kirlenmesini ve kirlenmiş suların
arıtılmasını sağlarlar.
Toprak Kirliliği
�Toprağın verim gücünü
düşürecek, optimum toprak özelliklerini bozacak her türlü teknik ve ekolojik
baskılar ve olaylar�, toprak kirliliği veya toprak kirlenmesi olarak nitelenir.
Toprak kirlenmesi, hava ve suları kirleten maddeler tarafından meydana
getirilir. Örneğin, kükürtdioksit oranı yüksek olan bir atmosfer tabakasından
geçen yağmur damlacıkları �asit yağışları� halinde toprağa gelir. Toprak içine
giren bu asitli sular ağaç köklerini, bitkisel ve hayvansal toprak canlılarını
zarara uğratır. Toprağın reaksiyonunu etkileyerek besin maddesi dengesini bozar,
taban sularını içilmez hale getirir. Aynı şekilde çöp yığınlarından toprağa
sızan sular, kirli sulama suları, gübre çözeltileri, radyoaktif maddeler, uçucu
küller, toprağı kirleten madde ve kaynaklardır. Toprak kirliliğini önlemek için
çok çeşitli teknik, ekolojik ve hukuksal önlemler alınır.
Radyoaktif
Kirlenme
Nükleer enerji santralleri, nükleer silâh üreten fabrikalar ,
radyoaktif madde artıkları radyoaktif kirlenme yaratan başlıca kaynaklardır.
Radyoaktif maddeler yaymış oldukları elektronla hava, su, toprak ve bitkilere
zarar verir. Radyoaktif maddeye sahip (radyasyonlu) hayvansal ürünler (et,
balık, süt, vb.) ve bitkiler, bu zararlı maddeyi besin zinciri ile insanlara ve
diğer canlılara taşır. Bunun sonucunda bağışıklık mekanizmasını felce uğratmak,
organları zedelemek gibi tedavisi olanak dışı olan hastalıklar meydana
getirirler |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder